Büyük Taklit Mercii
   Hayat Öyküsü
   Eserleri
   Ahkam ve Fetvalar
   Mesajlar
   Gençler İçin İlmihal
   Resimler
   Soru ve Cevaplar
   Alimlerin Hayat
   Vucuhat hakkında

   E-Mail Listing:


 
Back Index Next

m. 1319- yolculuğu haram bir yolculuk olmadığı halde üzerine bindiği hayvan veya başka bir binek gasp edilmiş olursa, namazı seferidir. ama gasp edilmiş bir arazide yolculuk yaparsa, ihtiyaten farza gِre namazını hem seferî, hem tam kılmalıdır.

m. 1320- zalimle yolculuk yapan kimse, eğer çaresiz olmaz ve yolculuğu zalime yardım olursa, namazını tam kılmalıdır. eğer çaresizlikten veya mesela, bir mazlumu kurtarmak amacıyla onunla yolculuk yapıyorsa, namazı seferidir.

m. 1321- ferahlamak ve gezinti maksadıyla yapılan yolculuk haram değildir ve namazı seferi kılmalıdır.

m. 1322- vakit geçirip eğlenmek amacıyla ava giden kimse namazını tam kılmalıdır. geçimini temin için ava giden namazını seferi kılmalıdır. ticaret ve malını çoğaltmak için ava giden, farz ihtiyata gِre namazını hem seferi, hem tam kılmalıdır. ama, oruç tutmamalıdır.

m. 1323- günah için yolculuğa çıkan kimse, geri dِnerken tِvbe etmişse namazını seferî kılmalıdır. eğer tِvbe etmemişse, onun yolculuktan dِnüşü halkın nazarında günah için yapılan yolculuğun bîr bِlümü sayılıyorsa namazı tam kılmalıdır; bu durumda namazı hem seferî, hem de tam kılması ihtiyaten müstehaptır.

m. 1324- seferî günah olan bir kimse, yolda günah yapmak fikrinden vazgeçerse, geri kalan yol sekiz fersahsa veya dِrt fersah olur ve gidip dِnmek isterse, gidişi dِrt fersahtan az olmamak şartıyla, namazını seferi kılmalıdır.

m. 1325- günah iş için yola çıkmayan birisi, yolda iken kalan yolu günah için gitmeyi kast etse, namazım tam kılmalıdır, ama ِnce seferî kıldığı namazlar sahihtir.

altinci Şart

sahrada sefer edip kendileri ve hayvanları için nerede yiyecek ve su bulunursa oraya yerleşen, bir müddet sonra başka bir yere giden gِçebelerden olmamalı. buna gِre, gِçebeler bu yolculuklarında namazlarını tam kılmalıdırlar.

m. 1326- gِçebe olan bir kimse, menzil ve hayvanları için otlak bulmak için yolculuk yapar ve bu yolculuğu da sekiz fersah olursa, ihtiyaten farz olarak namazlarını hem seferî, hem de tam kılmalıdır.

m. 1327- gِçebe olan, ziyaret, hac veya ticaret ve benzeri için yolculuk yaparsa, namazını seferi kılmalıdır.

yedخncخ Şart

işi yolculuk olmamalı. buna gِre deveci, şofِr, koyun alıp satan, gemici ve benzeri, kendi ev eşyalarını gِtürmek için de yolculuk yapsalar, ilk yolculukları dışında namazı tam kılmalıdırlar. ama ilk yolculuklarında, uzun sürse bile, namazlarını seferi kılmalıdırlar.

m. 1328- işi yolculuk olan kimse, ziyaret, hac gibi başka bir iş için yolculuk yaparsa, namazını seferi kılmalıdır. fakat, ِrneğin şofِr arabasını ziyaretçi gِtürmek için kiraya verip kendisi de bu arada ziyaret yaparsa namazını tam kılmalıdır.

m. 1329- hamle dar, yani yalnız hacdan mekke'ye yetiştirmek için hac aylarında yolculuk yapan kimse namazını seferi kılmalıdır.

m. 1330- hacıları uzak yerlerden mekke'ye gِtürmeyi kendisine iş edinen hamle dar, yılın hepsinde ya da çoğunda yolda olursa, namazını tam kılmalıdır.

m. 1331- yılın bir kısmında işi yolculuk olan bir kimse otomobilini sadece yaz veya kış için kira ile çalışmaya çıkaran şofِr gibi, şofِrlük işiyle uğraştığı zaman namazını tam kılmalıdır. hem seferî, hem tam kılması ise ihtiyaten müstehaptır.

m. 1332- Şehir etrafında iki üç fersahlık yolda gidiş- geliş yapan şofِr ve seyyar satıcı, eğer tesadüfen bir seferinde sekiz fersahlık yola giderse namazım seferî kılmalıdır.

m. 1333- işi yolculuk olan bir kimse vatanında on gün veya daha fazla kalırsa, ister ilk baştan kastederek kalmış olsun, ister kastetmeden kalmış olsun, on günden sonra çıktığı ilk yolculukta namazını seferî kılmalıdır.

m. 1334- işi yolculuk olan bir kimse eğer vatanından başka bir yerde on gün kalırsa, orda on gün kalmaya ister ِnceden kast etmiş olsun, ister kast etmemiş olsun, on günden sonra çıktığı ilk yolculukta namazını seferî kılmalıdır.

m. 1335- işi yolculuk olan birisi, vatanında veya başka bir yerde ongun kalıp kalmadığında şüphe ederse namazını tam kılmalıdır.

m. 1336- kendine bir vatan seçmeden şehirlerde seyahat eden bir kimse, namazını tam kılmalıdır.

m. 1337- işi yolculuk olmayan bir kimse mesela, bir şehir veya kِyde bulunan malını taşımak için peş peşe yolculuk yaparsa, namazını seferî kılmalıdır.

m. 1338- ضnce oturduğu yerden (vatanından) vazgeçip kendine yeni bir vatan bulmak isteyen kimse, eğer işi yolculuk olmazsa, yolculuğu sırasında namazını seferi kılmalıdır.

sekizinci Şart

ruhsat haddine ulaşması gerekir. yani vatanından şehrin duvarlarını gِremeyeceği ve ezan seslerini işitemeyeceği kadar uzaklaşmalıdır. fakat havada, duvarların gِrülmesini ve ezanın işitilmesini ِnleyecek toz veya başka bir şeyin olmaması gerekir. ama minare ve kubbelerin gِrülemeyeceği veya duvarların hiç belli olmayacağı kadar uzaklaşmak da gerekmez. duvarların açıkça belli olmayacağı kadar uzaklaşmak yeterlidir. on gün kalmayı kastettiği yerden sekiz fersah gitmek niyetiyle çıkan kimse ise ruhsat haddine ulaşmadan, ihtiyaten farz olarak namazını hem seferi hem de tam kılmalıdır. büyük şehirlerde ruhsat haddi kişinin evinin bulunduğu bِlgedir.

m. 1339- bir kimse şehrin duvarlarının gِründüğü, ama ezan sesinin işitilmediği veya ezanların işitilip duvarların gِrünmediği bir yere ulaşınca orada namaz kılmak istese; hem seferi, hem tam kılması ihtiyaten farzdır.

m. 1340- vatanına dِnen yolcu, vatanının duvarını gِrüp ezanın sesini duyduğu zaman namazını tam kılmalıdır. fakat bir yerde on gün kalmak isteyen yolcu oranın duvarını gِrüp, ezanının sesini duyduğu bir yere ulaşınca ihtiyaten farz olarak, ya maksada varıncaya kadar namaz kılmayı ertelemesi veya namazı hem seferi hem de tam kılmalıdır.

m. 1341- eğer şehir yüksek bir yerde olup uzaktan gِrülebiliyorsa veya çukurda olup azıcık uzaklaştığında duvarları gِrülmüyorsa; bِyle bir şehirden yolculuğa çıkan kimse, zemini düz olsaydı duvarını gِrememesi için oradan ne kadar uzaklaşması gerekiyorduysa o kadar uzaklaştığında namazını seferî kılmalıdır. yine evlerin yüksekliği ve alçaklığı normalden fazla olursa normale gِre değerlendirmelidir.

m. 1342- ev ve duvarı olmayan bir yerden yolculuğa çıkan kimse, eğer oranın ev ve duvarı olsaydı hurdan gِrünmezdi, diyebileceği yerden itibaren namazım seferi kılmalıdır.

m. 1343- eğer duyulan sesin, ezan sesi olup olmadığı anlaşılmayacak kadar uzaklaşmışsa, namazı seferî kılmalıdır. ezan olduğu anlaşıldığı halde kelimeler anlatmıyorsa, namazı tam kılmalıdır.

m. 1344- Şehrin son evlerinden okunan ezanların işitilmediği, ama genellikle yüksek bir yerden okunan şehir ezanının işitildiği kadar uzaklaşmışsa, namazı seferî kılmalıdır.

m. 1345- genellikle yüksekte okunan şehir ezanının duyulmadığı halde çok yüksekte okunan bir ezanın duyulduğu bir yere ulaşırsa, namazı seferî kılmalıdır.

m. 1346- gِzü, kulağı veya ezanın sesi normal olmazsa, normal bir gِzün duvarları gِrmediği, normal bir kulağın normal bir ezan sesini duyamadığı bir yerden itibaren namazını seferî kılmalıdır.

m. 1347- ruhsat sınırına (yani, şehir duvarlarının gِrülmeyeceği ve ezanın işitilmeyeceği yere) ulaşıp ulaşmadığında şüphe ettiği bir yerde namaz kılmak isterse, namazını tam kılmalıdır. dِnüşte de ruhsat sınırına ulaşıp ulaşmadığında şüpheye düşerse namazı seferî kılmalıdır. ne var ki, bazı yerlerde sakınca ortaya çıktığından, ya namazı orada kılmamalı ya da orada namazı hem seferî hem de tam kılmalıdır.

m. 1348- yolculuğu sırasında vatanından geçen bir kimse, vatanın duvarlarının gِrülüp ezan seslerinin işittiği yere vardığında namazı tam kılmalıdır.

m. 1349- yolculuğu sırasında vatanına uğrayan bir kimse orda bulunduğu müddetçe namazını tam kılmalıdır. fakat oradan sekiz fersahlık bîr yere gitmek ister veya dِrt fersahlık bir yere gidip dِnmek isterse, vatının duvarlarının gِrünmediği ve ezan seslerinin işitilmediği yere ulaşınca namazı sefer! kılmalıdır.

m. 1350- insanın, kendi yaşaması ve ikameti için seçtiği yer onun vatanıdır, ister orda dünyaya gelmiş olsun ve anne ve babasının vatanı olsun, isterse de kendisi orayı ikamet etmek ve yaşamak için seçmiş olsun. ama vatan olarak seçmiş olduğu bu yerde devamlı kalmak niyetinde olması şarttır.

m. 1351- bir kimse asıl vatanı olmayan bir yerde bir müddet kalıp sonra başka bir yere gitmek isterse, orası onun vatanı sayılmaz.

m. 1352- insan, asıl vatanından başka bir yerde sürekli kalmayı kastetmedikçe orası onun vatanı sayılmaz. ama (sürekli kalmak) kas[hh1] tı olmadan bir yerde, halkın, "bunun vatanı (ikamet yeri) burasıdır" diyeceği kadar kalırsa orası onun vatanı sayılır.

m. 1353- bir kimse iki yerde hayatını sürdürüyorsa, mesela, altı ay bir şehirde ve altı ay da başka bir şehirde kalıyorsa her ikisi de onun vatanıdır. eğer ikiden fazla yeri kendisi için ikamet yeri olarak seçmişse, ihtiyaten farz olarak üçüncü ve daha fazla yerlerde namazını hem seferî hem de tam kılmalıdır.

m. 1354- ِnce açıklanan, asıl vatanı ve asıl olmayan vatanı dışındaki yerlerde ikamet kastı yoksa namazı seferidir. ister orada malı mülkü olsun, ister olmasın; ister altı ay ikamet etmiş olsun ister olmasın.

m. 1355- ِnceden asıl vatanı olduğu halde sonradan amelen vazgeçtiği veya artık, kalmak istemediği asıl vatanı olmayan bir yere vardığında, kendisi için yeni bir vatan seçmemiş bile olsa namazı tam {almamalıdır.

m. 1356- bir yerde on gün peş peşe kalmayı kasteden veya istemediği halde bir yerde on gün kalacağını bilen bir yolcu, orda namazı tam kılmalıdır.

m. 1357- bir yerde ongun kalmak isteyen bir kimsenin birinci günün gecesini veya on birinci günün gecesini de orada kalmayı kastetmesi gerekmez. birinci gün sabah ezanından onuncu gün güneş batıncaya kadar kalmayı kastederse namazını tam kılmalıdır. bunun gibi, mesela; birinci gün ِğleden on birinci günün ِğlesine kadar kalmayı kastederse namazı tam kılmalıdır.

m. 1358- on gün bir yerde kalmayı kasteden kimse on günün hepsini aynı yerde kalmak istiyorsa namazını tam kılmalıdır. buna gِre eğer mesela, necef ve kufe'de on gün kalmak isterse, namazı seferi kılmalıdır.

m. 1359- bir yerde on gün kalmak isteyen bir yolcu orada kaldığı müddetçe çevreyi dolaşmaya ilk baştan kast etmişse gitmek istediği yer ruhsat sınırını (şehir duvarlarının gِrülmeyeceği ve ezanın işitilmeyeceği bir yen) aşmazsa on günün tamamında namazlarını tam kılmalıdır. eğer ruhsat sınırını aşarsa, on günün tamamında namazlarını seferi kılmalıdır. ama bir saat veya iki saat içinde gidip dِnmek isterse, on gün içindeki namazlarının hepsini tam kılmalıdır.

m. 1360- bir yerde on gün kalmaya karar vermemiş bir yolcu, mesela, eğer arkadaşım gelirse veya güzel bir ev bulursam on gün kalırım diye kastederse namazını seferi kılmalıdır.

m. 1361- bir yerde on gün kalmayı kararlaştıran bir kimse, orda kalmasına bir şeyin engel olacağına ihtimal verir, ama halk onun ihtimaline itina etmezse, namazını tam kılmalıdır.

m. 1362- mesela, ayın sonuna on gün veya daha fazla olduğunu bilen bir yolcu , ayın sonuna kadar bir yerde kalmaya karar verirse namazını tam kılmalıdır. eğer ayın sonuna kaç gün kaldığını bilmez de ayın sonuna kadar bir yerde kalmayı kararlaştırırsa, kastettiği gün ile ayın sonu arasındaki günler on gün veya daha fazla bile olsa namazını seferî kılmalıdır.

m. 1363- bir yerde on gün kalmaya karar veren bir yolcu eğer dِrt rekatlı bir namaz kılmadan kararından dِner veya kalıp kalmayacağında tereddüde düşerse, namazı seferî kılmalıdır. ama dِrt rekatın bir namaz kıldıktan sonra kararından dِner veya tereddüde düşerse, orada kaldığı müddetçe namazını tam kılmalıdır.

m. 1364- bir yerde on gün kalmaya karar veren bir yolcu, oruç tutar ve ِğleden sonra orada kalmaktan vazgeçerse; eğer dِrt rekatlı bir namaz kılmışsa orucu sahihtir ve orada kaldığı müddetçe namazlarını tam kılmalıdır; fakat eğer dِrt rekatlı bir namaz kılmamışsa, o günün orucu sahihtir. ama namazlarını seferî kumalıdır ve sonraki günlerde de oruç tutamaz.

m. 1365- on gün bir yerde kalmaya karar veren bîr yolcu, bu kararından dِner ve kararından vazgeçmeden ِnce dِrt rekatlı bir namaz kılıp kılmadığında şüphe ederse namazlarını seferî kılmalıdır.

m. 1366- eğer yolcu, seferî kılmak niyetiyle namaza başlar ve namazdayken on gün veya daha fazla kalmaya karar verirse namazını dِrt rekat olarak tamamlamalıdır.

m. 1367- on gün bir yerde kalmaya karar veren bir yolcu, dِrt rekatlı bir namazı kılarken kararından vazgeçerse; üçüncü rekata başlamamışsa, namazını iki rekat olarak bitirmeli ve geriye kalan diğer namazlarım da seferî olarak kılmalıdır; eğer üçüncü rekata başlamışsa namazı batıldır. üçüncü rekatın rükusuna girmiş olsa bile, orda kaldığı müddetçe namazını seferî kılmalıdır. ama bu takdirde, bu namazını tam kılması ve ayrıca iki rekat seferî olarak da kılması ihtiyaten farzdır.

m. 1368- on gün bir yerde kalmaya karar veren bir yolcu, orda on günden fazla kalırsa, yolculuğa çıkıncaya kadar namazını tam kılmalıdır. ikinci bîr defa on gün kalmaya karar vermesi gerekmez.

m. 1369- on gün bir yerde kalmaya karar veren bir yolcu farz orucu tutmalıdır; isterse müstehap oruç da tutabilir. cuma namazını, ِğle, ikindi ve yatsının sünnetlerini de kılabilir.

m. 1370- on gün bir yerde kalmaya karar veren bir yolcu, dِrt rekatlı bir namaz kıldıktan sonra, dِrt fersahtan az olan bir yere gidip kaldığı yere dِnmek isterse namazlarını tam kılmalıdır

m. 1371- on gün bir yerde kalmaya karar veren yolcu, dِrt rekatlı bir namaz kıldıktan sonra, sekiz fersahtan az bir mesafede olan başka bîr yere gidip, orda on gün kalmak isterse; yolculuğu sırasında ve on gün kalmak istediği yerde namazını tam kılmalıdır. ama gideceği yer sekiz fersah veya daha fazla olur ise yolculuğu sırasında namazını seferî kılmalıdır. gittiği yerde ise on gün kalmak isterse namazım tam kılmalıdır.

m. 1372- on gün bir yerde kalmaya karar veren yolcu, dِrt rekatlı bir namazı kıldıktan sonra, dِrt fersahtan az olan bir yere gitmek isterse eğer ِnceki yerine dِnüp dِnmeyeceğinden tereddütlü olsa veya dِnmekten tamamen gafil olsa veya dِnmek istediği halde on gün kalıp kalmayacağında tereddütlü olsa veya orda on gün kalmaktan ya da oradan yolculuk etmekten gafil olsa; gittiği vakitten dِnene kadar ve dِndükten sonra namazlarını tam kılmalıdır.

m. 1373- arkadaşlarının da on gün kalacağı zannıyla bîr yerde on gün kalmaya karar verir ve dِrt rekatlı bir namazı kıldıktan sonra arkadaşlarının kalmaya karar vermediklerini anlayıp kalmaktan vazgeçse bile, orda kaldığı müddetçe namazlarını tam kılmalıdır.

m. 1374- bir yolcu, sekiz fersahlık bir yere ulaştıktan sonra, orda otuz gün kalırsa ve bu otuz günün tümünde gitmek ve kalmakta tereddütlü olursa, otuz gün dolduktan sonra çok az bir müddet bile kalsa namazı tam kılmalıdır; fakat sekiz fersaha ulaşmadan, yolun kalanını gidip gitmemede tereddüde düşerse, tereddüde düştüğü zamandan itibaren namazını tam kılmalıdır.

m. 1375- dokuz gün veya daha az bir müddet bir yerde kalmak isteyen yolcu, dokuz gün veya daha az orda kaldıktan sonra ikinci bir kere dokuz gün veya daha az kalmaya karar verirse ve bu şekilde otuz gün kadar kalırsa, otuz birinci günden itibaren, sadece bir namaz miktarında orda kalsa bile namazım tam kılmalıdır.

m. 1376- otuz gün tereddütlü olan bir yolcu, otuz günün hepsini bir yerde kalmışsa namazını tam kılmalıdır. ama otuz günün bir miktarını bir yerde ve bir miktarını da başka bir yerde geçirmişse otuz günden sonra da namazını seferî kılmalıdır.                       

diĞer meseleler

m. 1377- yolcu; mescid-ül haram'da, peygamber sallallahu aleyhi ve âlihi ve sellem'in mescidinde ve küfe mescidi'nde namazını tam kılmakla seferî kılmak arasında serbesttir. bu üç mescidin ilk başta yapılan asıl bina yerleriyle sonradan eklenen diğer yerler arasında bir fark yoktur. yine yolcu, hazret-i seyyid üş-Şüheda (hz. hüseyin) aleyhisselam'ın hareminde, avlusunda ve haremine bitişik camide namazını tam veya seferî kılabilir.

m. 1378- yolcu olduğunu ve namazı seferî kılması gerektiğini bilen bir kimse, ِnceki meselede bahsedilen dِrt mekan dışında namazını kasten tam kılarsa, namazı batıldır. yine, eğer yolcunun seferî kılması gerektiğini unutur da tam kılarsa ihtiyaten farz olarak namazını, vakti geçmişse de kaza etmelidir.

m. 1379- yolcu olduğunu ve namazı seferî kılması gerektiğini bilen bir kimse, dikkat etmeden alışkanlığı üzerine tam kılarsa namazı batıldır. eğer sefer hükümlerini ve yolcu olduğunu unutursa, vakit de varsa yeniden kılmalıdır; hatta eğer vakit geçmişse ihtiyaten farz olarak kaza etmelidir.

m. 1380- yolcu; namazın yolculukta seferî kılınması gerektiğini bilmez de tam kılarsa, namazı sahihtir.

m. 1381- namazları seferî kılması gerektiğini bilen bir yolcu, eğer onun ِzelliklerinden bazısını bilmezse, mesela, sekiz fersahlık yolda seferî kılınması gerektiğim bilmezse ve tam kılarsa, vakit olduğu takdirde seferî kılmalıdır, vakit geçmiş ise seferî olarak kaza etmelidir.

m. 1382- namazı seferî kuması gerektiğini bilen bir yolcu, yolunun sekiz fersahtan az olduğunu zannederek tam kılarsa; yolun sekiz fersah olduğunu anladığı zaman, tam kıldığı namazı tekrar seferi kılmalıdır. eğer vakit geçmiş ise seferi olarak kaza etmelidir.

m. 1383- yolcu olduğunu unutup namazı tam kılarsa, eğer namazın vaktinde hatırlarsa, seferî olarak yerine getirmelidir. vakit geçtikten sonra hatırlarsa, o namazın kazası farz değildir. ama eğer, hükmü unutmuşsa, ihtiyaten farz olarak o namazın kazası vakit dışında onun üzerine farz olur.

m. 1384- namazı tam kılması gereken bir kimse seferi kılarsa, her durumda namazı batıldır.

m. 1385- dِrt rekatlı bir namazı kılarken yolcu olduğunu hatırlarsa veya yolculuğunun sekiz fersah olduğunu anlarsa; üçüncü rekatın rükusuna gitmemişse namazı iki rekat olarak tamamlamalıdır. eğer üçüncü rekatın rükusuna gitmişse namazı batıldır. buna gِre, bir rekat namaz kılınabilecek kadar bile vakit kalsa, namazı seferî kılmalıdır.

Back Index Next