Büyük Taklit Mercii
   Hayat Öyküsü
   Eserleri
   Ahkam ve Fetvalar
   Mesajlar
   Gençler İçin İlmihal
   Resimler
   Soru ve Cevaplar
   Alimlerin Hayat
   Vucuhat hakkında

   E-Mail Listing:


 
Back Index Next

malın ِlçüsü, tartısı veya adeti belirtmelidir. genelde gِrmekle satılan bir malı da selef olarak satmanın sakıncası yoktur. ama cevizin bazı kısımları ve yumurta gibi- taneleri arasındaki fark halkın ِnem vermeyeceği kadar az olmalıdır.

selef muamelesinin hükümleri

m. 2370- insan, selef olarak satın aldığı bir malı, müddeti bitmeden ِnce satamaz; ama müddeti tamamlandıktan sonra malı teslim almasa bile satmasında sakınca yoktur.

m. 2371- selef muamelesinde, satıcı, malı kararlaştırılan zamanda teslim .ederse, alıcı kabul etmelidir.

m. 2372- satıcının verdiği mal, kararlaştırılandan daha düşük olursa, alıcı kabul etmeyebilir.

m. 2373- eğer satıcı kararlaştırılan mal yerine, başka bir mal verirse, müşteri razı olursa sakıncası yoktur.

m. 2374- selef olarak sattığı şeyi teslim edeceği zaman o mal bulunmaz ve satıcı onu hazırlayamazsa, alıcı isterse

hazırlanıncaya kadar sabreder, ya da muameleyi bozup vermiş olduğu şeyi geri alır.

m. 2375- bir malı satıp bir müddet sonra teslim etmeyi ve parasını da bir müddet sonra almayı kararlaştırırsa, muamele bâtıldır.

altin ve gümüŞü altin ve gümüŞe satmak

m. 2376- ister işlenmiş olsun, ister külçe, altını altın ve gümüşü de gümüş karşılığı satarsa birinin ِlçüsü diğerinden daha fazla olursa muamele bâtıldır ve haramdır.

m. 2377- eğer altını gümüş, veya gümüşü altın karşılığı satarlarsa muamele sahihtir ve onların ِlçülerinin de eşit olması gerekmez.

m. 2378- eğer altını gümüş ve gümüşü altın karşılığı satarlarsa, alıcı ve satıcı birbirlerinden ayrılmadan ِnce satılanı ve karşılığını birbirlerine teslim etmeliler, kararlaştırdıklarından bir miktar bile teslim edilmedikçe muamele bâtıldır.

m. 2379- eğer alıcı veya satıcı, kararlaştırılan şeyin tamamım teslim eder, diğeri ise bir miktarım teslim eder ve birbirlerinden ayrılırlarsa, muamelenin o kadarının sahih olmasına rağmen malın tamamı eline geçmeyen kimse muameleyi bozabilir.

m. 2380- eğer bir miktar gümüş madeni toprağını, aynı miktar saf gümüşe veya bîr miktar altın madeni toprağını aynı miktar saf altına satsalar muamele bâtıldır. ama gümüş toprağını altına ve altın toprağım gümüşe satmanın hiç bir şekilde sakıncası yoktur.

insanin muameleyi bozabileceĞi yerler

m. 2381- bir muameleyi bozma hakkına "feshetme hakkı" denir. alıcı ve satıcı on bir yerde muameleyi bozabilirler.

1-    meclis dağılmadan ِnce, mecliste yapılan feshetmeye meclis feshetmesi denir.

alıcı veya satıcı alış-verişte veya muamelenin iki tarafından biri diğer muamelelerde aldatılmış olması; buna "ğabn" (aldatılmadan) dolayı feshetme hakkı denir.

muamelede, bir müddete kadar ikisinin de veya birinin muameleyi bozabileceği şart koşulmuşsa.

satıcı veya alıcı malı, olduğundan daha iyi gِsterir ve halk içindeki, normal kıymetinden fark edecek duruma sokarsa "tedlis" (kandırılmadan) dolayı feshetme hakkı denir

satıcı veya alıcı, bir iş yapmayı şart koşarsa ya da verdiği malın bir ِzelliğinin olmasını şart koşar ve o şarta uymazsa bu durumda diğeri muameleyi bozabilir. buna, şart uymamaktan dolayı feshetme hakkı denir

mal'da ya da onun karşılığında kusur olursa; buna, kusurdan dolayı feshetme hakkı denir.

7-    satılan malın bir miktarının başkasına ait olduğu anlaşılırsa ve sahibi de bu satışa rıza gِstermezse, alıcı muameleyi bozabilir veya o miktarın parasını satıcıdan alabilir. yine alıcının verdiği karşılığın bir miktarı başkasının malı olur ve sahibi rıza gِstermezse, satıcı muameleyi bozabilir veya o miktarın karşılığını alıcıdan alabilir, ortak olmadan dolayı feshetme hakkı denir.

8-    satıcı, müşterinin gِrmediği belli bir malın ِzelliklerini sِyler ve sonradan sِylendiği gibi olmadığı

anlaşılırsa, bu durumda müşteri muameleyi bozabilir. yine müşteri verdiği belli bir maldaki ِzellikleri sِyler ve sonradan sِylediği gibi olmadığı anlaşılırsa, satıcı muameleyi bozabilir, yine ِnceden gِrerek muamele yapılır ve sonra mal veya karşılığının nakıs olduğu anlaşılırsa, birinci durumda müşteri ve ikinci durumda ise satıcı muameleyi bozabilir. buna, gِrmemekten dolayı feshetme hakkı denir.

alıcı, peşin aldığı malın karşılığını üç güne kadar vermez ve satıcı da sattığı malı teslim etmezse; alıcı ِdemeyi erteleyeceğini ve satıcı da malın teslimini erteleyeceğini şart koşmamışsa, satıcı muameleyi bozabilir. ama, bazı meyvelerde olduğu gibi bir gün kalınca zayi olan bir malı almış ise, ِdemenin geciktirileceği veya malın tesliminin geciktirilmesi şart koşulmamışsa bu durumda akşama kadar parası ِdenmezse satıcı muameleyi bozabilir. buna, geciktirmeden dolayı feshetme hakkı denir.

bir hayvanı satın almış olan müşteri üç güne kadar muameleyi bozabilir.

11-  satıcı, sattığı malı teslim edemezse, meselâ, satmış olduğu at kaçarsa, alıcı bu durumda muameleyi bozabilir. buna, teslim edememeden dolayı feshetme hakkı denir.

feshetmelerin hükümleri daha sonraki meselelerde sِylenecektir.

m. 2382- alıcı, malın kıymetini bilmez veya aldığı zaman gaflet ederek normalden daha pahalıya alırsa, eğer halkın mağbun olmuş (aldatılmış) diyeceği, az veya çokluğuna ِnem verdiği derecede pahalı almış olursa alıcı muameleyi bozabilir. yine satıcı, malın kıymetini bilmediğinden veya satış anındaki bir gafletten, malt normalden daha ucuz satar ve halk ucuz sattığı miktara

ضnem veriyor ve onu aldatılmış sayıyorsa, muameleyi bozabilir.

m. 2383- Şartlı satış muamelesi -meselâ bir milyonluk evi iki yüz bin liraya satıp satıcının belli bir süre içerisinde, parayı geri verdiği taktirde muameleyi bozabilir, şartı koyulan bir muamele, -satıcı ve alıcının satmak ve almak kasıtları var ise sahihtir.

m. 2384- Şartlı satış muamelesinde satıcı, parayı vaktinde veremediği takdirde alıcının, mülkü geri vereceğinden emin olsa da muamele sahihtir vaktinde parayı vermezse, mülkü alıcıdan geri istemeğe hakkı yoktur, eğer alıcı ِlürse o mülkü varislerinden de isteyemez.

m. 2385- eğer kaliteli çayı, kalitesi düşük çayla karıştırır ve kaliteli çay adına satarsa, alıcı muameleyi bozabilir.

m. 2386- eğer alıcı, aldığı malın bir kusuru olduğunu anlarsa, meselâ, bir hayvan satın alır ve sonra onun bir gِzünün kِr olduğunu anlarsa, eğer bu kusur muameleden ِnce hayvanda bulunduğu halde o bilmiyorduysa, isterse muameleyi bozabilir, ya da sağlam ve kusurlu arasındaki kıymet farkını belirler ve satıcıdan o miktar oranında parayı geri alır. meselâ, dِrt liraya aldığı bir malın kusurlu olduğunu anlarsa, bu durumda onun sağlamının kıymeti sekiz lira kusurlusunun kıymeti altı lira olursa sağlam ile kusurlu arasındaki kıymet farkı dِrtte bir olduğundan satıcıya verdiği paranın dِrtte biri olan bir lirayı geri alabilir.

m. 2387- satıcı, karşılık olarak aldığı şeyde kusur olduğunu anlarsa, o kusur muameleden ِnce bulunduğu halde ve satıcı bilmiyorduysa muameleyi bozabilir. ya da sağlamıyla kusurlusu arasındaki kıymet farkını ِnceki meselede sِylenildiği gibi alabilir.

m. 2388- eğer muameleden sonra ve teslim almadan ِnce malda bîr kusur ortaya çıkarsa, alıcı muameleyi bozabilir ve yine malın karşılığı olarak kalınan şeyde muameleden sonra ve teslim almadan ِnce bir kusur ortaya çıkarsa, satıcı muameleyi bozabilir. fakat eğer kıymet farkını almak isterlerse sakıncası vardır.

m. 2389- eğer muameleden sonra malın kusurlu olduğunu anlar ve hemen muameleyi bozmazsa, ihtiyaten farz olarak artık feshetme hakkı kalkar. ama meseleye cahil olursa, anladığı zaman muameleyi bozabilir. ama düşünmek için geciktirmenin sakıncası yoktur.

m. 2390- eğer malı aldıktan sonra kusurlu olduğunu anlarsa, satıcı hazır olmasa bile muameleyi bozabilir

m 2391- alıcı, malın kusurlu olduğunu anladığı halde dِrt surette muameleyi bozamaz veya onun kıymet farkını alamaz:

malı alırken kusurlu olduğunu biliyorduysa,

malın kusuruna razı olursa,

muamele zamanı "eğer malın bir kusuru olursa, geri vermeyeceğim ve kıymet farkını da almayacağım" derse,

4-    satıcı muamele zamanında "bu malı bütün kusurlarıyla beraber satıyorum" derse. ama bir kusurunu belirtip ve "bu kusurla satıyorum" derse, sonunda da bundan başka bir kusur daha bulunursa alıcı, satıcının belirtmediği kusur için malı geri verebilir ya da kıymet farkını alabilir.

m. 2392- üç yerde alıcı, malın kusurlu olduğunu anlasa bile muameleyi bozamaz, ama kıymet farkını alabilir;

1-    aldığı malda, halkın "aldığı zamanki gibi değil" diyeceği şekilde bir değişiklik yapmışsa; mesela, parçayı dikmek için biçmiş veya buğdayı ِğütmüşse.

2-    sadece feshetme hakkını kendisinden düşürmüşse.

3- teslim aldıktan sonra o malda başka bir kusur meydana gelir ise, ama kusurlu bir hayvanı aldıktan sonra üç gün geçmeden bir başka kusur meydana gelirse, onu teslim almış bile olsa geri verebilir. yine yalnızca alıcı muameleyi bozma hakkına sahip olduğu müddet içinde, malda başka bir kusur meydana gelirse, onu teslim almış bile olsa, muameleyi bozma hakkına da sahiptir.

m. 2393- insanın, kendisinin gِrmediği bir malı olur ve diğeri ona ِzelliklerini anlatırsa, başkasının kendisine sِylediği ِzellikleri alıcıya anlatarak o ِzelliklere gِre satar, sattıktan sonra onun daha iyi ِzelliklere sahip olduğunu anlarsa muameleyi bozabilir.

aliŞ-veriŞle ilgili çeŞitli meseleler

m. 2394- eğer satıcı, malın alış fiyatım alıcıya sِylerse, - aynı fiyattan ya da daha aşağı fiyattan satsa bile- fiyatın azalmasına veya artmasına sebep olan diğer bütün şeyleri de sِylemelidir; meselâ, peşin veya veresiye aldığını da sِylemelidir.

m. 2395- bir kimse, başka birine bir mal verip "bunun kıymeti budur, bu kıymetten sat, ne kadar fazlaya satabilirsen fazlası senindir" derse; bu durumda ne kadar fazlaya satarsa ona aittir. yine eğer bu malı şu kıymetten sana sattım", o da "kabul ettim" derse ya da satmak kastıyla malı ona verir ve o da almak kastıyla alırsa o kıymetten ne kadar fazlaya satarsa ona ait olur.

m. 2396- bir kasap eti, erkek hayvan eti adıyla satar ve yerine dişi hayvan eti verirse günah işlemiş olur. eğer onu belli edip "bu erkek hayvan etini satıyorum" demişse, alıcı muameleyi bozabilir. eğer onu belirtmemişse, müşteri aldığı ete razı olmazsa, kasabın ona erkek hayvan eti vermesi gerekir.

m. 2397- alıcı, kumaş satıcısından rengi solmayan bir kumaş ister, satıcı da ona solan bîr kumaş verirse, alıcı muameleyi bozabilir.

m. 2398- muamelede, doğru bir şey için yemin etmek mekruhtur; yalan yere ise haramdır.

süt verme hükümleri

m. 2399- bir kadın, 2356 meselede zikredilecek şartlara gِre bîr çocuğa süt verirse, o çocuk, şu kimselere mahrem olur:

1-kadının kendisi, bu kadına süt anne denir.

2-süt sahibi olan kadının kocası, buna süt baba denir.

o kadının anne ve babası, onun süt anne ve babası bile olsa ne kadar yukarı çıkılırsa.

o kadından dünyaya gelmiş ve dünyaya gelecek çocuklar.

5-    o kadının çocuğunun çocukları ister onun çocuklarından dünyaya gelmiş olsun veya onun çocukları o çocuklara süt vermiş olsun ne kadar aşağı inîlirse,

o kadının erkek ve kız kardeşi, bunlar süt kardeş yani o kadına süt emzirme suretiyle kardeş olmuş bile olsalar.

o kadının amca ve halaları, süt emme yoluyla bile olsalar.

o kadının dayı ve teyzeleri, süt emme yoluyla bile olsalar.

sütün sahibi olan kocasının çocuktan, süt çocukları bile olsa,ne kadar aşağı inilirse.

10-  sütün sahibi olan kocanın, anne ve babası, ne kadar yukarı çıkılırsa.

süt sahibi olan kocanın, erkek ve kız kardeşleri, süt kardeşleri bile olsalar.

süt sahibi olan kocanın amcası, halası, dayısı, teyzesi ne kadar yukarı çıkılırsa, süt emmeden dolayı bile olsalar. yine ilerdeki meselelerde sِylenecek diğer bîr grup da süt verme dolayısıyla mahrem olurlar.

m. 2400- bir kadın, 2356. meselede açıklanacak şartlara uygun olarak bir çocuğa süt verirse, o çocuğun babası, ona süt veren kadının kızlarıyla evlenemez. yine süt sahibi olan adamın kızlarım da kendisine nikahlayamaz. hatta o adamın süt kızlarını da kendisine nikahlayamaz. ama o kadının süt kızlarıyla evlenmesi caizdir.ama onlarla evlenmemesi ve mahremce (kendi mahremleri gibi) onlara bakmaması ihtiyaten müstehaptır.

m. 2401- bir kadın, 2356. meselede sِylenecek şartlara uygun olarak bir çocuğa süt verirse, o kadının süt sahibi olan kocası o çocuğun kız kardeşlerine mahrem olmaz; ama onlarla evlenmemesi ihtiyaten müstehaptır. yine kocasının akrabaları, o çocuğun oğlan ve kız kardeşlerine mahrem olmazlar.

m. 2402- bir çocuğa süt veren kadın, çocuğun erkek kardeşlerine mahrem olmaz. ve yine o kadının akrabaları, süt emen çocuğun erkek ve kız kardeşlerine mahrem olmaz.

m. 2403- insan bir kıza tam süt veren kadınla evlenir ve onunla ilişkide bulunursa artık o kızı kendisi için nikahlayamaz.

m. 2404- insan, bir kızla evlenirse, artık o kıza tam süt veren kadınla evlenemez.

m. 2405- insan, annesinin veya büyük annesinin tam süt verdiği bir kızla evlenemez. eğer insanın babasının kansı, babasının sütüyle bir kıza süt vermişse o kızla evlenemez.

eğer süt çocuğu olan bir kızı kendisine nikahlarsa ve daha sonra annesi, büyük annesi veya babasının karısı (üvey annesi) insanın babasının sütünden o kıza süt verirse nikah batıl olur.

m. 2406- insan, kız kardeşinin veya erkek kardeşinin hanımının erkek kardeşinin sütünden tam süt verdiği bir kızla evlenemez.yine kız kardeşinin kızı veya erkek kardeşinin kızı ya da kız kardeşinin torunu veya erkek kardeşinin torunu biraz süt vermiş olursa, insan, onunla evlenemez.

m. 2407- bir kadın kendi (azının çocuğuna süt verirse, o kız kocasına haram olur, ayrıca kızının kocasının başka bir kadından olan çocuğuna süt verirse yine hüküm aynıdır. ama eğer kendi oğlunun çocuğuna süt verirse, o süt emen çocuğun annesi olan oğlunun hanımı, kendi kocasına haram olmaz.

m. 2408- bir kızın babasının hanımı, o babanın sütüyle o kızın kocasının çocuğuna süt verirse, çocuk ister kızdan veya kocanın başka bir hanımından olsun, o kız kendi kocasına haram olur.

mahrem olmaya sebep olan süt
vermenin Şartlari

m. 2409- mahrem olmaya sebep olan süt vermenin dokuz şartı vardır:

çocuk, canlı olan bir kadının sütünü emmelidir. ِlmüş bir kadının gِğsünden sütü emerse faydası yoktur.

o kadının sütü haramdan olmamalıdır. zinadan meydana gelmiş bir çocuğun sütünü başka bir çocuğa verirlerse, o süt vasıtasıyla çocuk kimseye mahrem olmaz.

3-    sut doğumdan olmalıdır. doğmadan gِğüste süt toplanırsa, onu emmek mahremlik getirmez.

çocuk, sütü, kadının gِğsünden emmelidir. eğer sütü onun boğazına dِkerlerse, bunun faydası olmaz.

süt, saf ve başka bir şeyle karışmamış olmalıdır.

süt, bir kocadan olmalıdır. eğer süt veren kadını boşasalar, daha sonra başka bir erkekle evlense, ondan da hamile kalsa ve doğum zamanına kadar ilk kocasından olan sütü devam etse, mesela, doğumdan ِnce sekiz defa ِnceki kocasının sütünden ve doğumdan sonra yedi defa ikinci kocasının sütünden bir çocuğa verse, o çocuk kimseye mahrem olmaz.

çocuk, hastalık nedeniyle sütü kusmamalıdır. eğer kusarsa, ihtiyaten farz olarak, süt emme nedeniyle ona mahrem olanlar, o çocukla evlenmemeliler ve ona mahrem olarak da bakmamalılar.

on beş defa veya bir gece gündüz, sonraki meselede açıklanacağı üzere, doyasıya süt emmelidir. ya da sütten kemikleri sağlamlaştı, bedeninde et oluştu denecek kadar ona süt verilmelidir. çocuğa on defa da süt verilse bile, on defa arasında, hatta yemek vermekle bile olsa hiç ara verilmezse ihtiyaten farz olarak, süt emme dolaysıyla ona mahrem olanların onunla evlenmemeleri ve ona mahrem olarak bakmamaları gerekir.

çocuk iki yaşını doldurmamış olmalıdır. eğer iki yaşını doldurduktan sonra ona süt verirlerse, kimseye mahrem olmaz. eğer, meselâ iki yıl tamamlanmadan ِnce sekiz defa, ondan sonra yedi defa süt emerse kimseye mahrem olmaz. ama süt veren kadının doğumundan iki yıl geçtiği halde sütü kesilmez ve o sütten bir çocuğa verirse, ihtiyaten farz olarak onunla mahremlik muamelesi ve evlenme terk edilmelidir

m. 2410- çocuk, bir gece- gündüz arasında yemek yememeli ve başka bir kadının sütünü de emmemelidir. ama yemek yedi denmeyecek kadar az yerse, sakıncası yoktur. yine bir kadının sütünü on beş defa emmelidir. bu on beş defa emdiği süt arasında başka bir kadının sütünü emmemelidir. ve her defasında ara vermeksizin emmelidir. ama memeyi ağzına aldığından doyduğu ana kadar bir defa hesap edilirse, süt emerken nefes almasının veya biraz sabretmesinin sakıncası yoktur. on defa süt içmesi durumunda da ihtiyaten farz olarak şartlar gِzetilmelidir.

m. 2411- kadın, kocasının sütünden bir çocuğa süt verir, sonra başka bir kocaya gider ve onun sütüyle de başka bir çocuğa süt verirse o iki çocuk birbirlerine mahrem olmazlar. ama birbiriyle evlenmemeleri ve birbirlerine mahrem bir şekilde bakmamaları daha iyidir.

m. 2412- kadın, aynı kocanın sütüyle, bir kaç çocuğa süt verirse onların hepsi birbirlerine, kadının kocasına ve onlara süt veren kadına mahrem olurlar.

m. 2413- bir adamın, birden fazla kansı olur ve onların her biri sِylenilen şartlarla ayrı ayrı çocuklara süt verirlerse,o çocukların hepsi birbirine,o adam ve o kadınların hepsine mahrem olurlar

m. 2414- bir adamın, süt veren iki kansı olsa ve onlardan birisi, bîr çocuğa sekiz defa süt verse, diğeri de yedi defa süt verse o çocuk kimseye mahrem olmaz.

m. 2415- bir kadın bir kocanın sütünden, bir erkek ve bir kıza tam süt verirse, o ikisi birbirine mahrem olur. ama, o kızın erkek ve kız kardeşleriyle o erkek çocuğun erkek ve kız kardeşleri birbirlerine mahrem olmazlar.

m. 2416- insan, kendi karısının izni olmadan, süt emme yoluyla kansının kız kardeşi ve erkek kardeşi olmuş kimselerin kızlarıyla evlenemez.yine insan, erkek çocuğa

Back Index Next